ATALARIMIN TRAVMALARI BENİ İNŞA EDİYOR

ATALARIMIN TRAVMALARI BENİ İNŞA EDİYOR
REKLAM ALANI
Yayınlama: 12.10.2022
183
A+
A-

Türkiye’nin hatta dünyanın bir çok yerinde gündem olan bir konuyu ele almak istiyorum bu haftaki yazımda…


Atalarımızın travmaları, bugünkü fizyolojik ve psikolojik hastalıklarımızın nedeni olabilir mi?
Ya da annenin tahtı kızının bahtı, dede koruk yemiş torunun dişi kamaşmış, aslı aslına nesli nesline gibi tabirler aslında kadim bir bilginin kendi dilinde gerçeği ilan etmesi mi?
Bir süredir bu konuda okuyup araştırıp eğitimler almama rağmen beni de konuya daha derin daldıran özel bir kanalda izlediğim “Zeytin Ağacı” dizisi oldu.
Neden derseniz? Bir bilginin gözle görülür hale gelmesi insanı daha çok ikna ediyor. Beni de yeterince ikna etti ve sizinle paylaşma sorumluluğu hissettim.
Kısaca dizinin konusuna değinecek olursam, dizinin karakterlerinin her birinin psikolojik veya fizyolojik bazı problemleri var.
Kimi kanser hastası, kiminin eli titriyor, kimi kendi yapmadığı binada oturamıyor, kimi denize girmekten korkuyor vs…
Dizi karakteri Doktor Zaman Bey, Ayvalık’ta oturan insanlara yardım etmeyi kendine misyon edinmiş bir aile dizimi uzmanı… Aile dizimi tekniğiyle bu bireylerin atalarından bugüne taşıdıkları travmaları çözüyor.
Dizi karakterleri de aile dizimi terapilerine katılarak atalarını anlamaya, onurlandırmaya, yarım bıraktıklarını tamamlamaya, atalarıyla yüzleşmeye ve bu sayede tekrar eden olumsuz döngülerinden kurtulmaya çalışıyorlar.
Bu da hastalıklarından, travmalarindan kurtulmalarını ve kendi kaderlerini yazmak için daha temiz bir sayfa edinmelerini sağlıyor.
Dizideki Genel Cerrah Dr. Ada karakteri, bilimin bu olaya ne kadar sığ baktığını ve bunu kabul etmek istemeyen tarafını temsil ediyor.
Fakat aile dizimi tekniğini bir iyileşme yöntemi olarak kabul etmeyen karakterimiz Dr. Ada sonunda el titremesine şifa bulunca; Zaman Bey’le birlikte bunu insanlığın yararına kullanmak için işbirliği yapmayı teklif ediyor.
Beni en çok etkileyen sahne ise bir zeytin bahçesinde geçiyor. Zaman Bey ve Ada karakteri zeytin bahçesinde konuşurken Zaman Bey, Ada’ya hasta olan bir zeytin ağacı gösteriyor. Ona bu ağacın iyileşmesi için köküne tedavi uygulaması gerektiğini anlatıyor. Ağacın görünürde bir kusuru yok fakat meyveleri zayıf, kökünü bulmak için toprağı kazıyor ve ağacın dibine bir ilaç döküyor. Sonra dönüp Ada’ya bir meyvenin iyi olabilmesi için önce sağlıklı bir kökünün olması gerektiğini anlatıyor.
Bu sahne benim için çok vurucu oldu, gerçekten de öyle dedim, sağlıklı olmayan bir ağaç nasıl sağlıklı meyve verebilir?
Yani insana uyarlarsak; sağlıklı ebeveynleri ve ataları olmayanlar nasıl sağlıklı bir çocuk yetiştirebilir?
Eğer atalarımızın yaşadığı göç, savaş, kıtlık, ani ölümler, tacizler, işkence, saldırı gibi travmaları varsa biz bunları bilmeden köksüz bir ot gibi kendimizi inşa edemeyiz. Bildiğimiz yahut bilmediğimiz bu acılar mutlaka bize taşınarak kişiliğimizi şekillendirecektir.
Bugün epigenetik bilimi genetik olarak insandan insana sadece fiziksel özelliklerin değil duygusal özelliklerin de aktarıldığını ispatladı. Bu alan, evrende yaratılmış her şeyin birbirine görünmez bağlarla bağlı olduğunu ve bunların birbirini etkilediğini gösteriyor.
Bu durum bizdeki Vahdeti Vücut inancını da destekliyor aslında. Yaratılmış her şeyin bütünün bir parçası olması ve evrende ne varsa Allah’ın yeryüzündeki isim ve sıfatlarının bir yansıması olduğu…
Dolayısıyla parçada oluşan bir arıza, bütünü etkileyebiliyor veya hasta edebiliyor. Yani ya bütün olarak iyi olacağız ya da hasar aldığımız yerden çürümeye başlayacağız.
Bence bu ölmek üzere olan insanlık fikrini de yeniden diriltecek bir düşünce… Ya birlikte iyi olacağız ya da yok olacağız.
Benim iyi olmak tek başıma hiçbir işime yaramaz, bu iyiliği kiminle paylaşacağım, sen ağlarken ben nasıl doya doya mutlu olabilirimi sormak lazım kendine…
Nitekim Allah (CC) da bu konuda şöyle buyuruyor:
“Kendine istediği iyiliği başkası için istemeyen mümin olamaz”
Demek ki iyilik, çoğul bir eylemdir. Sadece kendine yapılmış iyilik ancak bencillik olabilir, bunun da evrende takdir edilecek bir karşılığı yok.
Ve görmezden gelip banane dediğiniz her kötülüğün ucu bir gün mutlaka ya size ya da sizden gelecek nesle dokunacak.
Bu hamur daha çok su götürür o yüzden bugünkü yazımı sonlandırıyorum. Kıssadan hisse için bu kadarı yeterli.
Ama aile dizimini detaylı olarak diğer yazılarımda anlatacağım.


KENDİM İÇİN İSTEDİĞİM TÜM İYİLİKLER SİZİN İÇİN DE OLSUN.


Sağlıcakla kalın, Betül Orhan

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.