Van’da kuraklık alarm veriyor!

Van’da kuraklık alarm veriyor!
REKLAM ALANI
Yayınlama: 06.01.2023
46
A+
A-

Türkiye’nin en fazla kar yağışı alan illerinden olan Van’da, bu sene kar yağışının olmaması çiftçileri endişelendiriyor. Ocak ayında olmasına rağmen yağışın olmaması çiftçileri kara kara düşündürürken, Prof. Dr. Fikret Yaşar uyardı; “Bu kuraklık böyle devam ederse, ileriki günlerde hububatın kurtulma şansı olmayacak.” Dedi.

Van’da bu yıl hava mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam ediyor. Uzmanlar kuraklıktan endişe ederken beklenen yağışlar ise henüz istenilen seviyede gerçekleşmedi. Bu dönemlerde yaşanan kuraklığın, yaz döneminde tarımsal ürünlerde rekoltenin azalmasına neden olacağını söyleyen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fikret Yaşar, Van’ın kuraklık boyutunu ve Vanlı çiftçilerin izlemesi gereken yolları aktardı.

“EN ÇOK ETKİLENENLER HUBUBAT ÜRETİCİLERİ OLACAK”
Prof. Dr. Fikret Yaşar, bu sene yaşanan kuraklığın en çok çiftçileri etkileyeceğini söyledi. Yaşar, “Küresel boyutta yaşanan kuraklık her geçen sene şiddetini daha da artırarak etkisini hissettiriyor. Bu durumdan en fazla etkilenen kesim ise çiftçiler oluyor. Çünkü çiftçilerin kullandığı materyal canlı materyaldir. Bu da ya bitki yada hayvandır. Dolayısıyla canlıların yapısı büyük oranda su ihtiva eder ve hayatiyetlerini sürdürebilmeleri için en çok suya ihtiyaç duyarlar. Hayatı suya bağlı olan bitkisel ve hayvansal üretimi yapan çiftçilerimiz kuraklıktan haliyle etkileneceklerdir. Bu dönemde en çok etkilenenler hububat üreticileri olacaktır. Çünkü takriben Ekim ayında yapılan ekinler, uzun süre yağış olmamasından dolayı çimlenemedi. Kasım sonlarına doğru az miktarda olsa bile yağmur ve çok az bir kar yağmasıyla hububatlarda bir çimlenme oldu. Fakat geç kalındığı İçin kök gelişimi dahil yeşil akşam gelişimi de çok zayıf kaldı. Zaten saçak köklü olan buğday kökleri iyice yüzeyde ve cılız kaldı. Hele hele kar yağışı olmadığı ve don yaptığı takdirde yüzeydeki kökler dahil tüm arpa ve buğdayların Soğuk zararından ciddi oranda etkileneceğe benziyor.” Dedi.


“KAR YAĞMASINI BEKLEMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK”
Yağışları beklemekten başka çare olmadığını ifade eden Yaşar, “Kar yağmasını beklemekten başka çaremiz yok. Çünkü kar hem su kaynağı hem de karasal iklimlerde çok önemli koruyucu örtüdür. Hububatın üzeri karla örtündüğünde, karın altında sıcaklık muhafaza edilerek kök gelişimi devam eder, aynı zamanda yavaş yavaş eriyen kar toprağın derinliklerine doğru nüfuz ederek kök bölgesinin daha alt kısımlarında su rezervi oluşur. Toprağın üzeri karla kaplı olduğu İçin kar tam eriyene kadar topraktan buharlaşmayla su kaybetmez. Bu sebeple toprak daha iyi su tutarak vejetasyon süresince bitkilerin kullanımına sunar. Şayet kar yağmazsa bunların hiç biri olmayacak ve malesef tüm çiftçilerimiz zarar görecek. Dileğimiz kar yağması, şayet yağmazsa aşırı don olmamasını dilemekten başka çaremiz yoktur.” Şeklinde açıkladı.


YAZ DÖNEMİNDE ÇİFTÇİLERİ BEKLEYEN SIKINTILAR NELERDİR?
Özellikle yaz döneminde çiftçileri bekleyen sıkıntılara da değinen Prof. Dr. Yaşar, “Şayet bu kuraklık ileriki günlerdende böyle devam ederse, hububatın çok kurtulma şansı olmayacak. Belki don olmaz ilkbahara çıkabilir ve ilkbaharda da biraz yağış olursa nispeten bir ürün alınır. Ancak girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğu bir dönemde rekoltenin düşük olması zaten çiftçiyi çok zora sokacaktır. Bir önceki yıl yine kuraklık vardı çoğu buğdayını arpasını, yoncasını biçemedi. Barajlarda su olmadığı İçin sulu tarım pek çok bölgede yapılamadı. Hatta insanlar hayvanlarına verecek su bulamadılar. Dolayısıyla bu önümüzdeki sezonda da aynı sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. Bu durumda vatandaş ne yapacak? Yapacağı şey imkanları ölçüsünde kendi geçimini ve elindeki hayvanı kaybetmeden devam ettirmenin yollarını şimdiden arayacak.” İfadelerini kullandı.


“ÇİFTÇİLER BİRLİK OLMALI”
Çiftçilerin bu konuda nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ifade eden Yaşar, “Çiftçiler birlik olacak ve bundan sonra bu şartlarla sürekli baş başa kalacağı bilinciyle hareket etmelidir. Bu bilinçle hareket eden çiftçi doğru talep belirleyerek devletin ilgili kurumlarını harekete geçirmenin yollarını arayacak. Bunun içinde, çiftçi, ziraat odaları, muhtarlıklar güç birliği içinde olacak. Şimdi diyeceksiniz ki devlet kuraklığa karşı ne yapsın? Yapacağı en önemli iş şartlara göre planlama yapmasıdır. Kurağa dayanıklı türlere ait çeşitleri temin edip çiftçiye dağıtmalı, Devlet Su İşleri (DSİ) barajlarda biriken su az bile olsa ki bundan sonra az olacaktır. O suyu çok kıymetli görüp bir damlasını boşa yada gereksiz harcatmadan planlı su dağıtımını yapmalıdır. Cumhuriyetin ilk fakirlik yıllarında devlet çiftçiye hizmet götürürken hiç maliyet hesabı yapmamış. Gerekli ne varsa üretim için sunmuştur. Sonuçta toplum üretmiş, devlet kazanmış ve kalkınmış. Bu günde DSİ artık maliyet hesabı yapmadan eski sistem su dağıtım işini tekrar üstlenmeli ve vahşi sulamayı kesinlikle yasaklamalıdır.Tarımsal üretim dünyada ve ülkemizde zor bir sürece girdi. Bunun İçin kurumlar, geçici günlük çözüm önerileri ile değilde yüz yıllık yeniden tarım politikası değişmeli ve önlemler alınmalıdır. Hem de zaman kaybetmeden.” Şeklinde aktardı. Van Haber

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.